Güneydoğu’nun Taşlarla Yazılmış Destanı: Diyarbakır’da Gezilecek Yerler

Tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, taşlara kazınmış öyküsüyle Anadolu’nun en etkileyici şehirleri arasında yer alıyor. Sur içi sokaklarından yükselen tarihi ezgiler, taş duvarlara sinmiş kadim hikayeler, nehir kıyısına yaslanmış bağlar ve eşsiz lezzetler…. Hepsi Diyarbakır’ın size vadettiği büyülü bir yolculuğun parçaları.
Tüm bu parçaları eksiksiz bir şekilde tamamlayıp Diyarbakır gezinizi konforlu ve keyifli bir şekilde geçirmek için de Garenta, bireysel ve kurumsal araç kiralama seçenekleri ile her zaman yanınızda. Garenta ofisinden Diyarbakır araç kiralama seçeneğini değerlendirerek şehir içinde dilediğiniz noktaya kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.
O halde gelin, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleri ile Diyarbakır’ın gezilecek yerlerini keşfetmeye başlayalım.
Diyarbakır’ın Tarihi ve Kültürel Zenginlikleri
Diyarbakır, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yer. Bu nedenle de adeta bir açık hava müzesi olan Diyarbakır’ı gezerken tarihin farklı zamanlarından pek çok yapıyı bir arada görmeniz mümkün.
Diyarbakır Surları
Diyarbakır denince akla ilk gelen simgelerden biri; kuşkusuz Diyarbakır Surlarıdır. 5,5 kilometre uzunluğu ile dünyanın en eski surlarından olan Diyarbakır Surları, 349 yılında Roma İmparatoru II. Constantinus tarafından yaptırılmış. Şehri adeta bir kale gibi koruyan Diyarbakır Surlarının dört ana kapısı bulunur. Surlar; Dağ Kapı ile kuzeye, Urfa Kapı ile batıya, Mardin Kapı ile güneye, Yeni Kapı ile doğuya açılır. 20. yüzyılın başlarına kadar bu sur kapılarının geceleri kapatılarak kente giriş çıkışın kontrol edildiği biliniyor.
Diyarbakır Ulu Cami
Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan Diyarbakır Ulu Cami, şehrin kalbindeki en önemli dini yapılardan biri. 639 yılında kiliseden camiye çevrilen bu görkemli yapı, Anadolu İslam mimarisinin en çarpıcı örnekleri arasında yer alıyor. Avlusu, taş oymaları ve iç avlusundaki şadırvanı ile hem tarihi hem de mimari açıdan görülmeye değer bir yapı.
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi
Diyarbakır ve çevresinin binlerce yıllık tarihini daha derinden keşfetmek isteyenler için Diyarbakır Arkeoloji Müzesi ideal bir durak. Paleolitik Çağ’dan Osmanlı dönemine kadar pek çok esere ev sahipliği yapan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’ndeki taş eserler, mozaikler, heykeller ve yöreye özgü etnografik parçalarla tarihe bir yolculuk yapabilirsiniz.
Hasan Paşa Hanı
Diyarbakır’da turist olmanın belki de en keyifli ritüellerinden biri tabii ki sabahı Hasan Paşa Hanı’nda mis gibi bir kahveyle karşılamak.
1573 yılında dönemin Osmanlı valisi Vezirzade Hasan Paşa tarafından yaptırılan bu iki katlı ve geniş avlulu han; taş duvarları, kubbeli şadırvanı ve sütunlarıyla dikkat çeken bir yapı. Bugün ise Hasan Paşa Hanı, şehrin en popüler buluşma duraklarından biri. Avlusunda yer alan kafelerde közde kahve içebilir, kahvaltı yapabilir ya da avlunun içerisinde yer alan dükkanları gezebilirsiniz.
Dört Ayaklı Minare
Diyarbakır’ın simge yapılarından biri de Sur Mahallesi’nde yer alan Dört Ayaklı Minare’dir. 16. yüzyılda Akkoyunlular döneminde inşa edilen minare, dört sütun üzerine oturtulmuş eşsiz mimarisiyle dikkat çekiyor. Hem estetik hem de sembolik anlamı olan minare, Diyarbakır gezisinde mutlaka fotoğraflamanız gereken duraklar arasında yer alıyor.
Dicle Köprüsü
On Gözlü Köprü olarak da bilinen Dicle Köprüsü, Diyarbakır’ın en ikonik taş köprülerinden biri. 1065 yılında inşa edilen bu köprü, Dicle Nehri üzerinde taş kemerleriyle yükseliyor. Şehrin tarihiyle bütünleşen köprü, özellikle gün batımında sunduğu manzara ile büyülüyor.
Diyarbakır’ın Doğal Güzellikleri
Tarih kadar doğanın da cömert davrandığı Diyarbakır yalnızca taş surlarıyla değil, yemyeşil bahçeleri ve saklı güzellikleriyle de dikkat çekiyor.
Hevsel Bahçeleri
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır Kalesi ile Dicle Nehri vadisi arasında uzanan yaklaşık 700 hektarlık geniş ve bereketli bir arazi. Tarih boyunca bu bölge, Diyarbakır’ın hem kültürel kimliğinin hem de tarımsal üretiminin kalbi olmuş.
Binlerce yıldır verimli toprakları sayesinde sayısız medeniyetin tarımsal faaliyetlerine ev sahipliği yapan Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri’ne olan yakınlığı sayesinde bereketli su kaynaklarına erişim imkanına sahip. Bu avantajlı yapısı sayesinde de bölgede tarımsal üretimin sürekliliğini mümkün kılmış ve Diyarbakır’ı geçmişten günümüze kadar önemli bir tarım merkezi haline getirmiş.
Tabii ki Hevsel Bahçeleri yalnızca tarım için değil, aynı zamanda doğaseverler için de eşsiz bir ziyaret noktası. Bahçelerde yetişen farklı bitki türleri ve kuş çeşitleri zengin bir ekosistem oluşturuyor. Bu nedenle özellikle göç mevsimlerinde yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan bu alan, Diyarbakır’ın yeşil nefesi olarak da anılıyor.
Şeyhandede Şelalesi
Diyarbakır’ın doğal güzellikleri arasında keşfedilmeyi bekleyen saklı bir cennet varsa o da şüphesiz Şeyhandede Şelalesi. Şehir merkezine yaklaşık 120 kilometre uzaklıktaki Çermik ilçesinde yer alan bu şelale, Diyarbakır’ın en etkileyici doğal güzelliklerinden biri olarak öne çıkıyor.
2021 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tabiat parkı statüsüne alınan bölge, son yıllarda özellikle doğaseverlerin, kampçıların ve fotoğraf tutkunlarının gözde rotalarından biri. Gürül gürül akan serin suları, etrafını çevreleyen yemyeşil bitki örtüsü ve huzur veren atmosferi ile Şeyhandede Şelalesi, özellikle yaz aylarında sıcaktan bunalanlar için doğal bir kaçış noktası. Siz de Diyarbakır gezinizde şehir merkezinin tarihi dokusundan çıkıp biraz nefes almak isterseniz Çermik yoluna sapıp Şeyhandede Şelalesi’nin serin sularıyla buluşabilirsiniz.
Diyarbakır’da Ne Yenir?
Diyarbakır mutfağı, Güneydoğu Anadolu’nun en zengin ve köklü mutfaklarından birine sahip. Etli yemeklerden yöreye özgü baharatlı lezzetlere, tatlılardan eşsiz kahvaltı sofrasına kadar Diyarbakır’da damakları şenlendirecek pek çok seçenek bulmak mümkün.
“Peki, Diyarbakır’a giden ne yemeli?” diyorsanız işte şehrin öne çıkan meşhur tatları:
Kaburga dolması
Ciğer kebabı
Meftune
İçli köfte
Burma kadayıf
Dicle Nehri kıyısında ya da tarihi surlar içinde yer alan restoranlarda Diyarbakır mutfağına dair tüm bu yöresel lezzetleri ve çok daha fazlasını deneyimleyebilirsiniz.
Kısacası Diyarbakır sadece tarih kokan surlarıyla değil; kültürü, sıcak insanları, eşsiz mutfağı ve taşlara kazınmış hikayeleriyle tam anlamıyla yaşayan bir şehir. Bu kadim topraklarda binlerce yıllık anıyı keşfedebilirsiniz.
Bu keşfi zenginleştirmek için de Diyarbakır gezinizi bir Güneydoğu ve Doğu Anadolu turuna dönüştürebilirsiniz. Bu bölgelerin farklı şehirlerinde keşfedilecek yerleri öğrenmek isterseniz “7 Günde Doğu & Güneydoğu Anadolu Keşfi: Mistik Bir Yolculuk” yazımızı okuyabilirsiniz.
BENZER YAZILAR
EN ÇOK OKUNANLAR

Kültür ve Lezzet Dolu Güzergâhlara Doğru: Kayseri ve Kapadokya Gezi Rotası

Yolüstü Lezzet Durakları: İstanbul'dan Çanakkale'ye Doğru

Virajlı Yolların Ustalarına Özel: Antalya - Mersin Road Trip

7 Günde Doğu & Güneydoğu Anadolu Keşfi: Mistik Bir Yolculuk

Bir Ege Klasiği: İzmir'in En Güzel Köyleri
